26 Ağustos 2012 Pazar

Kuran Arabın şiir çağında inmiş bir kitaptır

Kuran Arabın şiir çağında inmiş bir kitaptır
Şiir çağında inmiş bir metin çağın bu özelliğine kapalı olamaz
Muhataplarını etkilemek isteyen bir metin bu çağda şiirden de hali kalamaz
Şiirselliği ile devrin şairlerine meydan okuyan bir kitap düz metin gibi okunamaz
Şiirsel bir dil anlatılmak istenileni sembollerle anlatmaktır
Düz metin gibi okunan bir şiir doğru anlaşılamaz, Eğer bu metin kutsal bir metin ise yazılanlara inanmak imanın gereği ise bu tür bir okuma mucizeleri doğurur, metnin anlattığından çok farklı bir inanca yol açar.

Kuranın şiirsel bir dil kullandığını göz ardı edip, düz bir metin gibi okuyan muhatap anlamı ıskalar, akla, mantığa ve vicdana aykırı bir kutsal dünyanın içinde bulur kendini

Bu dünya anlayışını zorlar, ancak inanmak zorundadır, inanmazsa kafir olacaktır, bu yüzden sorgulamayı bir kenara bırakıp iman eder metine, kendi kendine niye metni anlayamadığını yada yanlış anladığını sorguladığında, kendisinin rasih alim düzeyinde olmadığına ve bu metinleri anlayamayacağına inandırır kendini

Ve artık kuranı anlayıp anlamamak gibi bir sorun, sorun olmaktan çıkar, Çünkü zaten kuran anlaşılmaz, akla mantığa ve vicdana aykırı bir metindir, anlaşılamaz bir kitap inmiştir kendisine okunsun diye, Ve kitabı anlamadığı bir dilde makamla okumaya başlar, şiirsel bir dille inen kitap müzikal bir okumayla okunur, anlamadan, anlaşılamadan, zihinden uzak, gönülden uzak
İnsanı etkilemesi okuyanın müzikalitesine bağlı bir metin vardır artık

Artık ümmi bir ehlikitaba dönüşmüştür muhatap, okuma bilmeyen bir kitap ehli
Artık kitabı bildiği bir dilde yada bilmediği bir dilde okumanın hiç bir farkı yoktur
Arap olana acemce bir kitap inmiştir, muhatap anlamasın diye ecnebi bir dilde yazılmıştır kuran, kuran anlaşılamaz bir metindir, kuran akletmeden düşünmeden fikretmeden okunabilen bir kitaptır artık. Hayat kitabı, hayatın kitabı ölü bir kitaptır artık,
Bir zamanlar coşku dolu diliyle meydan okuyan bir metin, hiç bir şey söylemeyen dilsiz bir kitaba dönüşmüştür artık

İfade etmesi bile zor durumu anlatacak kelimeleri bulmakta zorluk çekiyorum
Okuyabilen ancak anlayamayan, okuyamayan okuyucu, 
Aslında Türk olana Arapça bir metin mi? cümlesinin üzerinde bir şeyler söylemek isterdim ama Kurana yapılanlar bundan daha vahim, söz sırası oraya bile gelmiyor
Kitap gırtlarda bir sese indirgenmiştir, biraz yukarı çıkıp mana oluşturamayan, biraz aşağıya inip iman oluşturamayan, vücuda yayılıp salih amele dönüşemeyen bir ses

 Şimdi Kurana kulak verelim bakalım O bu konuda ne diyor?

HAKKA SURESİ 40-47
40.      Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür.     
41.    
Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz?    
42.     Bir kâhinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz?    
43.     Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o.    
44.     Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,    
45.     Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.    
46.     Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.    
47.     Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.


Bu ayetlerden apaçık bir şekilde kuranın ŞİİRSEL bir dil kullandığı ve kuranın arzedildiği kimselerin bu yüzden kuranı arzedene ŞAİR dedikleri ortaya çıkıyor Kuranda bir şiirsellik, sembolik kullanımlar olmasa ne diye ŞAİR diyecekler? anlaşılmıyor mu?.

Maalesef kuranın anlamını rayından çıkartanlar, O BİR ŞAİRİN SÖZÜ DEĞİLDİR lafzını kuranın şiirselliğini inkar etmek için kullanıyorlar, Kuranın düz bir metin olduğunu çıkartıyorlar bu cümleden, Kuranın anlatmak istediğinin tam aksini anlıyorlar, Kuranı öldürüyorlar, gömüyorlar.

Önce benzerlik sonra fark gözönüne seriliyor, Kuran bir şiir gibidir, ancak o bir şair sözü değildir, o inanmanız, yaşamanız, anlamanız, gereken bir metindir, ne kadar da az inanıyorsunuz deniyor.

ANCAK ne olduysa bugün kuranın bu şiirselliği göz ardı ediliyor, kuranı düz metin gibi okumamız isteniyor, Kuranın gerçek manasını ortaya çıkarmak batınilik/sapıklık olarak nitelendiriliyor.

Kuran kulak vermeye devam edelim


"Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/yakışmaz/gerekmez/layık olamaz da. O sadece/yalnızca, bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır;" (Yasin, 36/69)

Yine aynı konunun işlendiği bir ayet, Kuranın apaçık olan şiirselliği konu edilerek, biz ona şiir öğretmedik, Bu sözler basit bir şiir değil, şiir ona yakışmaz deniyor, Kuran hatırlatıcı apaçık bir metindir deniyor.

Muarızlarının nitelendirmelerinden  BU BİR ŞİİRDİR anlayışına itiraz ediliyor, ŞİİRSELLİĞİ inkar edilmiyor, tam tersine şiirselliğini açığa çıkarıyor, Ancak ve maalesef Kuranın şiirselliğini apaçık gözler önüne süren bu ayet şiirselliğini inkar için kullanılıyor.

''Biz hayranlık verici, doğru yolu gösteren bir Kur’an dinledik ve ona iman ettik.''  (Cin 72/1-2)
Yine kuranın hayranlık verici şiirsel üslubunu konu edinen bir ayet

MEYDAN OKUYAN KİTAP
Arabın şiir çağında inmiş bir kitabın şiirsellik içermeyen bir meydan okuması düşünülebilir mi?

1 yorum:

  1. Çok güzel yazmışsınız. Ben de sizinle aynı fikirleri paylaşıyorum. Bu düşüncedeki insanların azlığı beni bunltıyor. Ya ben anlatamıyorum ya da onlar anlamıyor.

    YanıtlaSil